MARKA KİMLİĞİ

Firmaların satış yapabilmek için birbirleriyle kıyasıya mücadele ettiği, sezon başında %70-80 indirimlerin yapıldığı hatta işi abartıp ev alana cip hediye edildiği bir kriz ortamında ,bir marka fiyat politikasından neden hiç ödün vermez?

Bir alışveriş merkezinde dolaşıp camlarında kocaman kocaman %80 indirim yazılı vitrinlere bakarken "Lacoste" un önunde durdum. Cam bomboş; indirim yok, 1 t-shirt alın diğeri %50 indirim yazısı yok hiç birşey yok. Alıştığımız vitrin camlarından biri değil. Çok boş sade 2 manken uzerinde duz t-shirt ve gomlek var. Altta bir fiyat tablosu var ve anormal fiyatlar yazıyor. Asıl ilginç olan, küçük bir tokadan pırlantaya kadar herşeyin ama herşeyin taksitle satılabildiği bir dönemde taksit yok!

İçeri girdim. Girer girmez kendinizi cok ozel biri hissetmenizi sağlayacak bir atmosfer olusturuluyor hemen satışçı arkadaşlar tarafından. Birkaç gömlek, çanta fiyatı sordum ama asıl amacım neden indirim ve taksit yapmadıklarını sormak. Biraz oyalandıktan sonra sordum aldığım cevap şuydu: "Bizim müşterilerimiz bu fiyatlarla zaten alabiliyorlar ve taksit istemiyorlar."

Evet taksit istemiyorlardı ve fiyatlarında yüksek olmasından memnunlardı. Çünkü bir anlam yüklemişlerdi "Lacoste" markasına. CocaCola'nın Avrupa CEO sunun "Bu markanın sahibinin biz değil müşteri olduğunu öğrendik"diye belirttiği gibi Lacoste'un sahibi de müşterileriydi. Onlar farklı hissetmek istedikleri için burdan alışveriş yapıyorlardı farklı oldukları için taksit istemiyorlardı, herkesin ulaşamayacağı bir marka olmasını istedikleri için taviz verilmiyordu fiyat konusunda ve Lacoste'nin istediği de buydu . Bir kimliği vardı markanın ve bunu değiştirdiği anda kendi müşterisini kaybedecekti. Çünkü bir anlamda statü sembolüydü.

Bir de Avrupa Yakası'nda Gülse Birsel'in üzerinde sürekli Lacoste markalı t-shirt ve kazakların olması da dikkatimi çekiyordu. Bu da markanın insanların kafasına iyice kazınma stratejisi sanırım.

0 yorum: