Müşteri her zaman haklıdır.!

2004 senesinde o zamana göre çok iyi özellikte olan "Canon" marka dijital foto. makinesi satın almıştım iyi de bir para karşılığında. O zamanlar ülkemde dijital foto. makineleri yeni sayılan birşeydi. Eski usul foto çekiminden sonra inanılmaz kolaylık ve gelişmişlikti. Uzun bi süre hiçbir şikayetim olmaksızın kullandım. 2006 senesinin son zamanlarıydı birgün makinemi açmak istedim, bir açtım ve ne göreyim ekranda hiç görüntü yok, simsiyah.. O an hem çok şaşırdım hem de çok üzüldüm. Neden böyle birşey olabileceğini düşünmeye koyuldum, kendi başıma makineyi kurcalamaya, sorunu çözmeye çalıştım ama nafileydi hiçbir sonuç vermedi. Garanti süresinin devam edip etmediğine baktım ve ediyordu. Hemen Canon İzmir yetkili servis numarasını bulup aradım ve makineyi adreslerine yollamamı söylediler şikayetimle birlikte ve cihazımı İstanbul'a yollayacaklarını, tüketici haklarına göre en geç 1 ay içinde ya sorunun çözülüp bana sorunsuzca iade edileceğini, çözülmezse de yeni ürünle değiştirileceğini söyleyerek beni biraz olsun rahatlattılar. Ardı sıra geçen günler beklemeye koyuldum. İnternet sitelerinden bana verdikleri bir numarayı girerek ürün-takip sayfasından servis sürecini takip edebiliyordum ve bu şekilde tam 37 gün geçti hiçbir değişiklik yoktu. Artık sabrım taşmış ve ürünüme ne olduğunu merak ediyordum. Ama 30 günü geçtiği için kesinlikle haklı olduğumu biliyor ve yeni ürünü bana göndermeleri gerektiklerini de biliyordum bu açıdan biraz rahattım. Canon'un ana merkezini aradım yani İstanbul'u. Yetkili biriyle görüşmek istediğimi söyledim binbir açıklama ve uzun beklemeden sonra yetkili birine derdimi anlattım ve anlam veremediğim bir umursamazlık ve lakayıtlıkla karşılaştım bunu koskoca firmaya hiç yakıştıramadım. Benim ürünümün durumuna baktılar ve artık üretilmediğini ve ürünümün tamirinin yapılamadığını söylediler. Bana bir fiyat söylediler ve eğer bu ödemeyi yaparsam üretilen bir üst makineyi garantisiyle birlikte bana postalayacaklarını söylediler. Ben de o an teşekkür edip telefonu kapadım ve durumu aileme anlattım. Akşamına babam tekrar İstanbul'a bir arama yaptı ve durumu tekrar anlattı bir ara ortam gerginleşti ve tüketici haklarını bildiğimizden, eğer gereken yapılmazsa durumu daha üst mercilere taşıyacağımızdan bahsettik. Nolduysa oldu 10-15 dakika içinde durum birden tersine dönüverdi ve hiçbir ücret talep etmeden bir üst model makineyi hemen postayla yollayacaklarını söylediler. Ertesi gün sorunsuzca ürünü teslim almıştım. Yani sonuç olarak müşteri her zaman haklarını bilmeli ve hakkını aramalıdır hele hele bizim yaşadığımız gibi bir ülkedeysek.! Olay sadece markayı iyi tanıtıp, iyi pazarlamalar yapıp ürünü satmakla bitmiyor bir o kadar da devamı ve perde arkası var..

1 yorum:

Melike Demirbağ Kaplan dedi ki...

Şu AB sürecinin en önemli kazanımlarından biri Tüketici Yasası oldu. Tüketiciler de bu yasanın ve haklarının farkında oldukça ve bu farkındalık da arttıkça, o telefondaki laubali tavırlar çok daha azalacak.